Toplum, Eğitim ve Kültür Araştırmaları Dergisi https://tekadergisi.com/index.php/pub <p>Dünyada insani, sosyal, kültürel ve pedagojik sorunların giderek arttığı bir dönemde yayın hayatına başlayan <strong>Toplum, Eğitim ve Kültür Araştırmaları </strong><strong>Dergisi (Journal of Society, Education and Cultural Research) (<a href="https://portal.issn.org/resource/ISSN/2979-9929" target="_blank" rel="noopener">ISSN: 2979-9929</a>)</strong>; genelde toplum, özelde ise eğitim ve kültür kavramları ekseninde akademik yayınlar yapmayı, bu alanlarda mevcut durum ve yaşanan sorunlarla ilgili yapılan bilimsel çalışmaları geniş toplum kesimleriyle buluşturmayı amaç edinmiştir.</p> <p><strong>Toplum, Eğitim ve Kültür Araştırmaları (TEKA)</strong> <strong>Dergisi;</strong> uluslararası, çok disiplinli, çift kör hakemli bir dergidir ve açık erişim olarak yayımlanır.</p> <p>Dergi; toplum, eğitim ve kültür alanlarında Türkçe ve İngilizce yapılan çalışmaların ve araştırma bulgularının yayımlanması amacıyla kurulmuştur.<br /><br /><strong>Toplum, Eğitim ve Kültür Araştırmaları Dergisi;</strong> Nisan, Ağustos ve Aralık ayları olmak üzere yılda üç kez yayımlanır.</p> en-US editor@tekadergisi.com (Editor) editor@tekadergisi.com (Teknik Destek) Thu, 18 Sep 2025 14:33:36 +0300 OJS 3.3.0.13 http://blogs.law.harvard.edu/tech/rss 60 The Use of Artificial Intelligence in Education https://tekadergisi.com/index.php/pub/article/view/82 <p><strong>Değerli Okurlar,</strong><br />Dergimizin Ağustos 2025 sayısını da sizlere ulaştırmış bulunuyoruz. Ülke olarak oldukça sıcak geçen çok sayıda orman yangınıyla karşı karşıya kaldığımız ve mücadele ettiğimiz bu yaz döneminde eğitimle ilgili olarak gündemimizi işgal eden birçok konudan ikisi, okul kademeleri arası geçişte uygulanan sınavlar ile yapay zekâ konusundaki tartışmalardır. Eğitimde sınavlar, öteden beri eğitim-öğrenme süreçlerinin ayrılmaz bir parçası olarak görülegelmiştir. Gerek derslerdeki eğitim ve öğrenmeleri süreçleri sırasında, gerekse bir eğitim kademesinden başka bir eğitim kademesine geçişte uygulanan sınavlar, öğrencilerin ilerlemelerini, gelişimlerini ve başarılarını teşhis etmede önemli araçlar olagelmiştir. Bu sınavlar, öğrenci açısından olduğu kadar okul, okul programı ve öğretmenin başarısı yönünden de bir performans değerlendirme aracı olarak görülmektedir. Dolayısıyla sınavlarda öğrenciler yanında okullar, öğretmenler, hatta veliler de yarışmaktadır. Esasen Türkçede eğitim programı ya da müfredat olarak ifade edilen kavramın Batı dillerindeki karşılığı olan Latince kökenli “curriculum”, etimolojik yönden analiz edildiğinde yarışma ve koşu gibi anlamlara gelmekte olup koşmak ve yarışmak “currere” fiilinden türetildiği, ayrıca atlarla ilgili olarak “yarış arabası” anlamında kullanıldığı ileri sürülür. Dolayısıyla bu bakış açısından yaklaşıldığında eğitim ve okul, bir yarışma alanı olarak görülür. Bu yarış, öğrencilerin kendi aralarındaki rekabetle sınırlı kalmayıp aynı zamanda okullar, sınıflar, öğretmenler, veliler, dershaneler, iller ve bölgeler arasında gerçekleşmektedir. Uluslararası düzeyde yapılan sınavların (PISA, TIMSS, PIRLS) sonuçları da ulusal eğitim sisteminin ve ülkelerin eğitim sistemlerinin başarı göstergeleri olarak yorumlanmaktadır. Dergimizin bu sayısında ağırlıklı olarak yapay zekâyla ilgili makaleler yer aldığından bundan sonraki sayıda eğitimde sınav konusunun daha ayrıntılı ele alınması düşünülmektedir. <br />İnsan zekâsının ve düşüncesinin bir ürünü olan yapay zekâ araçları, yakın zamanlarda gündemimizde sıklıkla yer almaya başlamıştır. Yükseköğretimde de bununla ilgili yeni bölüm ve programlar açılmaya başlanmıştır. Yapay zekâ, adından da anlaşılacağı üzere insan zekâsından farklı olarak insanlar tarafından icat edilen, bilgiye dayalı iş ve işlemlerde insanlara yardımcı olmak üzere kurgulanmış; insanlar tarafından üretilen bilgileri kullanarak analiz ve yorumlar yapan algoritmalardan oluşmaktadır. Her alanda olduğu gibi eğitimde de zaman içinde geliştirilen bazı teknolojik araç ve yöntemler, eğitimle ilgili yaşanan bazı problemleri çözecek sihirli bir değnek olarak görülebilmektedir. Şimdilerde popüler konulardan biri de yapay zekâ olup bu konuda araştırma, yayın, hizmet içi eğitim gibi faaliyetler de artmaktadır. Yapay zekâ araçlarının kullanım alanlarından biri de eğitim, öğretim-öğrenme ve araştırma süreçleri olup öğrenci, öğretmen ve araştırmacılar, bunları sıklıkla kullanmaktadır. Son zamanlarda bu konuda rehberler ve el kitapları hazırlanmış ve eğitimler verilmeye başlanmıştır. Yapay zekâ araçlarının, kullanıcılara sağladığı çeşitli kolaylıkların yanında ürettiği bazı sorunlar, dünyada çeşitli araştırmalara konu olmaktadır. Yapay zekânın insan ürünü olduğu, hiçbir zaman insan zekâsının yerini alamayacağı, ürettiği bazı bilgilerin ise halüsinasyona dayalı hayali bilgi ve referanslar olduğu, geleceğe dair öngörü ve kestirimlerde bulunmasının mümkün olmadığı gözden uzak tutulmamalıdır. Bu durumlara bağlı olarak yapay zekâya kutsanacak derecede fazla anlam ve değer atfedilmemelidir. Dergimizin bu sayısında, bu konuda yapılmış bazı araştırmaların sonuçlarını içeren makaleler yer almıştır.<br />Birinci makale, eğitimde yapay zekânın kullanımıyla ilgili olarak üniversite öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Araştırmada üniversite öğrencilerinin Üretken Yapay Zekâ (ÜYZ) kullanımına ilişkin görüş ve deneyimleri, fırsatlar ve etik ikilemler bağlamında ele alınmıştır. Araştırmanın bulgularına göre ÜYZ kullanımı, bir yandan öğrencilere çeşitli fırsatlar sağlarken diğer yandan bazı kaygılara yol açmaktadır. Bu bağlamda araştırma, öğrencilerin; ÜYZ aracılığıyla üretilen bilgi, akademik dürüstlük, teknik beceriler ve mahremiyet gibi konularda etik ikilemler yaşadıklarını ortaya koymuştur. Araştırma sonunda öğrencilere bilinçli ve sorumlu ÜYZ kullanımı konusunda farkındalık ve yetkinlik kazandırmaya dönük çalışmaların yapılması önerilmiştir.<br />İkinci makale, okul yönetiminde karar verme süreçlerinde yapay zekânın kullanımıyla ilgili bir araştırmanın sonuçlarını içermektedir. Eğitim alanında yapay zekânın kullanımı, araştırıma, eğitim, öğrenme süreçleri ile sınırlı olmayıp eğitim ve okul yönetimi süreçlerinde de yapay zekâ araçlarının yaygın olarak kullanımı gündeme gelmektedir. Esasen Türkiye’de Millî Eğitim Bakanlığı, öteden beri MEBBİS gibi geliştirmiş olduğu bazı yazılımlarla eğitim sisteminin işletilmesinde teknolojiyi kullanagelmiştir. Bu makalede, yapay zekâ (YZ) teknolojilerinin okul yöneticilerinin karar verme süreçlerindeki rolü ve etkileri incelenmiştir. Araştırma, eğitim yöneticileri üzerinde yapılmıştır. Araştırma sonunda yapay zekâ teknolojilerinin öğrenci devamının takibi ve performans analizi, operasyonel süreçlerin hızlandırılması ve stratejik planlama süreçlerinde yaygın olarak kullanıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Böylece bu alanlarda yöneticilere veriye dayalı karar verme süreçlerinde zaman tasarrufu sağlama açısından önemli katkılar sunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında YZ kullanımının çeşitli sınırlılıkları ve bununla ilgili birtakım sorunlar da dile getirilerek bazı öneriler geliştirilmiştir.<br />Üçüncü makalede eğitim yönetiminde yapay zekâ konusuyla ilgili olarak yapılmış araştırmaların bibliyometrik analizi yapılmıştır. Son yıllarda akademik araştırmalarda meta-analiz, meta-sentez ve bibliyometrik analiz gibi sistematik derleme çalışmalarına giderek artan bir ilgi vardır. Bu çalışmalar, genel olarak, belirli bir konuda yapılmış araştırmaların sonuçlarını nicel veya nitel veriler üzerinden topluca analiz ederek resmin bütünü hakkında bazı çıkarımlarda bulunmayı amaçlamaktadır. Bu makalede de eğitim yönetimi alanında yapay zekânın kullanımına ilişkin araştırmaların bulguları analiz edilerek sonuçlara ulaşılmaya çalışılmıştır.<br />Bu sayıda yer alan son makalede ise fenomenolojik bir perspektifle öğretmen özerkliği (otonomi) konusu ele alınmış; bu konuda yapılmış nitel bir araştırmanın sonuçları sunulmuştur. Eğitim alanında özerklik söz konusu olduğunda daha çok üniversite özerkliği anlaşılmakta ise de bir eğitim sisteminde özerklik, bütün eğitim kademeleri içinde yer alan okul ve kurumlar için söz konusu olup bir eğitim kurumu içinde yer alan aktörlerin, karar verme ve eylemlerini gerçekleştirmede sahip oldukları bağımsızlık düzeylerini ifade etmektedir. Dünyada okul ve öğretmen özerkliği konusu, özellikle 2000’li yılların başlarından bu yana tartışılan konulardan biri olup elbette özerklikle ilgili algı ve uygulamalar, ülkeden ülkeye, kurumdan kuruma ve okuldan okula farklılaşabilir. Ancak dünyada eğitim sistemlerindeki genel eğilimin, okul ve öğretmen özerkliğinin artırılması yönünde olduğunu; bu konunun eğitim yönetiminde demokratikleşme, yetki devri, okulu ve öğretmenleri güçlendirme, eğitime ve yönetime katılım gibi kavramlarla eş zamanlı olarak gündeme geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Dolayısıyla merkeziyetçi bir biçimde oluşturulmuş ve yönetilen eğitim sistemlerinde okul ve öğretmen özerkliği, oldukça sınırlı kalacaktır. Bu makale, konuyla ilgili olarak Türkiye’de belirli bir ilde, sınırlı bir örneklem grubuyla yapılmış bir çalışmanın bulgularını kapsamakta olduğundan sonuçları eğitim sistemine genellemek mümkün olmasa da öğretmen özerkliği konusunda bazı ipuçları vermektedir.<br />Bu sayıda tanıtımı yapılan kitap, Thomas S. Kuhn’un ilk baskısı yıllar önce yapılmış ancak hala güncelliğini koruyan ve referans verilen Bilimsel Devrimlerin Yapısı adlı eseri olup, bu kitabı meşhur eden kavramlardan biri, sonraki yıllarda bilimde sıklıkla gündeme gelen “paradigma” kavramının ilk kez bu eserde kullanılmasıdır. Başlangıçta bilimde egemen paradigma pozitivizm olup izleyen yıllarda bununla ilgili yapılan çeşitli eleştirilere bağlı olarak alternatif paradigmalar da gündeme gelmiş; böylece paradigmalar arasında bir savaştan söz edilmeye başlanmıştır. Paradigmalar arası söz konusu olan bu çatışma, bilimde araştırma yöntemlerine de yansımış; egemen paradigmaya bağlı olarak sosyal bilimlerde nicel araştırma yöntemleri yanında nitel araştırma yöntemleri de yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu konuda tartışmaların yaşandığı alanlardan biri de eğitimdir. Tanıtım yazısında, kitabın üslubunun oldukça karmaşık olmasına karşılık yazarın temel tezleri yalın bir dille özetlenmeye çalışılmıştır. <br />Dergimizin bundan sonraki sayılarında buluşmak ümidiyle bütün okurlara en içten saygı ve selamlarımı sunarım. 2025-2026 yeni eğitim öğretim yılının, bütün öğrenci, veli, yönetici ve öğretmenlere hayırlı olmasının dilerim.</p> <p><strong>Prof. Dr. Mehmet ŞİŞMAN</strong><br /><strong>Baş Editör</strong><br /><strong>Toplum, Eğitim ve Kültür Araştırmaları Dergisi</strong></p> Mehmet ŞİŞMAN Copyright (c) 2025 Toplum, Eğitim ve Kültür Araştırmaları Dergisi https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://tekadergisi.com/index.php/pub/article/view/82 Sat, 30 Aug 2025 00:00:00 +0300 The Use of Generative Artificial Intelligence in the Scientific Research Process: Opportunities and Ethical Concerns https://tekadergisi.com/index.php/pub/article/view/79 <p>This study aims to explore university students’ views and experiences regarding the use of Generative Artificial Intelligence (GenAI) in the scientific research process, with a particular focus on opportunities and ethical dilemmas. Employing a phenomenological design within qualitative research methods, the study was conducted in the 2024–2025 academic year with undergraduate and graduate students at a public university. Participants were selected using the convenience sampling technique, and data were collected online through a semi-structured interview form developed by the researchers. The data were analyzed using descriptive and content analysis techniques. Findings indicate that students predominantly use general-purpose tools such as ChatGPT during the research process. While GenAI provides various cognitive and functional opportunities, it also raises concerns in epistemological, ethical, and humanistic dimensions. Students reported facing ethical dilemmas particularly related to the reliability of generated knowledge, academic integrity, technical competence, and privacy. The results highlight the necessity of fostering students’ awareness and competence in the conscious and responsible use of GenAI in research practices, alongside the development of supportive policies and measures.</p> Esra EREN, Selman ŞİŞMAN Copyright (c) 2025 Toplum, Eğitim ve Kültür Araştırmaları Dergisi https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://tekadergisi.com/index.php/pub/article/view/79 Sat, 30 Aug 2025 00:00:00 +0300 The Role and Effects of Artificial Intelligence in School Administrators’ Decision-Making Processes https://tekadergisi.com/index.php/pub/article/view/77 <p>With the increasing digitalization in educational administration, the integration of Artificial Intelligence (AI) based tools into decision-support processes has gained importance. However, the lack of data regarding the use of AI in managerial decision-making remains a critical gap. In this context, the present study was conducted with 18 school administrators working in public and private schools affiliated with the Ministry of National Education in İstanbul. In order to deeply explore school administrators’ experiences with and interpretations of AI technologies, the study employed a phenomenological research design, one of the qualitative research approaches. Data were collected through semi-structured interviews, and the study group was formed using a combination of snowball sampling-expanded upon participants’ recommendations-and maximum variation sampling. Diversity in participants’ gender, age, years of service, and professional positions was ensured. The collected data were analyzed using thematic analysis. The findings revealed that school administrators primarily used AI technologies in three decision-making areas: student monitoring and performance analysis, acceleration of operational processes, and support for strategic planning. In these domains, AI provided administrators with significant contributions by saving time and offering data-driven insights in decision-making. Administrators emphasized that AI played a supportive role in their decision processes, particularly by providing systematic advantages in analyzing complex data. Nevertheless, system inadequacies, deficiencies in technical infrastructure, and concerns regarding data security were identified as major factors limiting AI use. Furthermore, the lack of emotional assessment and contextual interpretation capacities in AI systems was highlighted by administrators as a significant limitation. Participants also reported that insufficient professional competence, lack of technical training and guidance, as well as individual factors such as resistance related to age and technological habits, hindered the effective use of AI technologies. Overall, the study sheds light on school administrators’ attitudes, experiences, and challenges regarding AI-based decision-making mechanisms, thereby aiming to fill an important gap in the literature. It also seeks to contribute to the development of managerial competencies required in the digital age and to provide policy and practice recommendations for the more effective and ethical use of AI applications.</p> Saliha ÜNAL, İbrahim KOCABAŞ Copyright (c) 2025 Toplum, Eğitim ve Kültür Araştırmaları Dergisi https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://tekadergisi.com/index.php/pub/article/view/77 Sat, 30 Aug 2025 00:00:00 +0300 Bibliometric Analysis of Artificial Intelligence Research on Leadership https://tekadergisi.com/index.php/pub/article/view/78 <p>This study aims to examine research trends on leadership and artificial intelligence (AI) applications through a bibliometric method, based on academic publications between 2015 and 2025. AI has the potential to transform educational management through functions such as data analysis, predictive modeling, learning analytics, and the automation of administrative processes. The data of the study were obtained from the Web of Science database by searching with the keywords “artificial intelligence” and “leadership” or “education.” Within the scope of bibliometric analysis, the distribution of publications by year, research method, country, subject area, author, and Sustainable Development Goals (SDGs) was examined. The findings show that 77 open-access articles on the subject were published between 2015 and 2025. It was observed that the number of publications increased especially after 2021 and reached its highest level in 2024. The majority of the studies are in the field of educational research, and it was determined that most of the publications originated from the USA, China, the UK, and Australia. Only one publication from Türkiye was identified. In terms of SDGs, it was determined that the goals of “Quality Education” and “Good Health and Well-being” were mostly addressed, while themes of social equality and justice were limited. According to the results of the study, although academic interest in AI and leadership is on the rise, studies are concentrated around certain countries and themes, while social dimensions are relatively neglected. It is recommended that future studies strengthen an interdisciplinary approach and cover different cultural contexts.</p> Gülenay Nagihan KILIÇ Copyright (c) 2025 Toplum, Eğitim ve Kültür Araştırmaları Dergisi https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://tekadergisi.com/index.php/pub/article/view/78 Sat, 30 Aug 2025 00:00:00 +0300 Teacher Autonomy: A Phenomenological Study https://tekadergisi.com/index.php/pub/article/view/73 <p>This phenomenological research is a qualitative study aiming at exploring the current state of teacher autonomy for the academic year 2023-2024 and providing recommendations for actions to be taken in case autonomy is not recognized. Via purposeful sampling, 16 teachers are included in the research as participants. Semi-structured interview format is used to collect data, which is analysed using Nvivo14 program. The findings of the study indicate that teachers’ perceptions of autonomy may be around a moderate level. It is observed that autonomy is exercised concerning the curriculum and professional development, but restrictions exist in terms of program and school procedures and rules. The most expected behaviour from students is found to be fulfilling tasks and responsibilities and actively participating in class, while the autonomy level of students is considered to be low by the researcher. Teachers foster their professional development through their own experiences, training, and other teachers, as well as educational content on social media. Teachers feel most competent in their subject knowledge and classroom management, and there seems to be no commonly expressed area of inadequacy. In situations where teacher autonomy is not recognized, teachers exhibit behaviours of seeking professional support and collaboration and proving autonomy through strong communication. The most significant implication of the research is the necessity to increase awareness among teachers regarding the impact of autonomy on educational outcomes.</p> Ayşen BAKİOĞLU, Hatice Esra TAN Copyright (c) 2025 Toplum, Eğitim ve Kültür Araştırmaları Dergisi https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://tekadergisi.com/index.php/pub/article/view/73 Sat, 30 Aug 2025 00:00:00 +0300 The Structure of Scientific Revolutions, Thomas S. Kuhn (Trans. Nilüfer Kuyaş) https://tekadergisi.com/index.php/pub/article/view/75 <p data-start="0" data-end="254"><strong data-start="0" data-end="20">Book and Author:</strong><br data-start="20" data-end="23">Kuhn, T. S. (2021). <em data-start="43" data-end="84" data-is-only-node="">The Structure of Scientific Revolutions</em> (Trans. Nilüfer Kuyaş). Kırmızı Yayınları: Istanbul. ISBN: 9786057477804. (Original publication date: 1962). (Original title: <em data-start="211" data-end="252">The Structure of Scientific Revolutions</em>).</p> <p data-start="256" data-end="1445"><strong data-start="256" data-end="287">Thomas S. Kuhn (1922–1996):</strong><br data-start="287" data-end="290">Born into a Jewish family in Cincinnati, Kuhn studied physics at Harvard University, while also developing an interest in philosophy and literature. During World War II, he served as a radar technician in England and France. After the war, he returned to Harvard and completed his master’s degree and, in 1949, his doctorate under the supervision of John H. van Vleck. At the request of Harvard President James B. Conant, he began teaching the history of science, which diverted him from a career in physics and directed him toward the history and philosophy of science. Upon Conant’s recommendation, Kuhn joined the Society of Fellows at Harvard. In 1956, he became a faculty member at the University of California, Berkeley, where he wrote his most significant work, <em data-start="1059" data-end="1100" data-is-only-node="">The Structure of Scientific Revolutions</em>. While writing this book, Kuhn was influenced by Ludwik Fleck’s work <em data-start="1170" data-end="1216">Genesis and Development of a Scientific Fact</em>. From 1964 to 1979, he taught at Princeton University and later at MIT until his retirement in 1991. Kuhn was also one of the founders of the International Academy of Science, which presents the "Thomas Kuhn Award" in his honor.</p> <p data-start="1447" data-end="1892" data-is-last-node="" data-is-only-node=""><strong data-start="1447" data-end="1476">Main Purpose of the Book:</strong><br data-start="1476" data-end="1479">The primary aim of the work is to challenge the classical view that scientific knowledge progresses in a linear and cumulative manner, and instead to propose a model in which science advances through revolutionary transformations based on paradigm shifts. Through this model, Kuhn seeks to provide a comprehensive explanation of the historical, sociological, and epistemological dimensions of scientific activity.</p> Selman ŞİŞMAN Copyright (c) 2025 Toplum, Eğitim ve Kültür Araştırmaları Dergisi https://creativecommons.org/licenses/by/4.0 https://tekadergisi.com/index.php/pub/article/view/75 Sat, 30 Aug 2025 00:00:00 +0300